MÜZELİK EBRULAR 06.07.2005
Literatüre; "Barut Ebrusu" olarak bilinen yeni ebru türünü bulan kişi olarak geçen ünlü Ebruzen Hikmet Barutçugil ile koleksiyonu, "Ebristanbul"u konuştuk. Genpa Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Zeynel Abidin Erdem tarafından tamamı satın alınarak, sergilendiği Amerika'dan İstanbul'a getirilen koleksiyon, Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde İstanbullu sanatseverlerle buluştu.
Bize "Ebristanbul" koleksiyonunuzun ve sergi fikrinin nasıl geliştiğini anlatabilir misiniz? Sergide kaç eser yer alıyor? Koleksiyonu ne kadar zamanda tamamladınız?
2000 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (LB.B)'nın İstanbul'un fethinin 550'inci yıldönümünü kutlamak için bazı hazırlıklar yaptığını öğrendim, Daha öncelen ebru üzerine resim ve minyatür çalınmalarım vardı. Bu resimleri "İstanbul" üzerine yoğunlaştırıp etkinliğe katılmayı düşündüm. I.B.B, Kültür Daire Başkanlığı'na da yazılı olarak bildirdim. Hiç vakit kaybetmeden ressam arkadaşlarımla çalışmaya başladık, Yaklaşık iki buçuk yılın sonunda 119 parçadan oluşan koleksiyon tamamlandı. 2003 yılı Mart ayında Amerika Birleşik Devletleri'nde, Türk-Amerikan İş Adamları Derneği'nin bir toplantısında bu eserlerin sergilenmesi için teklif aldım.
Eserlerinizin ana temasını ne oluşturuyor? Sizin için bu koleksiyonda diğerlerinden farklı gördüğünüz özel anlam taşıyan bir eser var mı?
İstanbul, uluslararası kültür ve sanat başkenti olmak istiyor. Bu çok güzel ve İstanbul'a gerçekten yakışacak bir unvan. Ancak uluslararası olmanın ilk ve tek yolu, önce ulusal olmaktır. Ebru, bizim öz sanatlarımızın en eskilerinden biridir. Son derece çağdaş, bir yorumla İstanbul'u anlatmak ve hissettirmek ana teması ile bu koleksiyonu oluşturduk, İstanbul ve fetih denilince ilk akla gelen şüphesiz Fatih Sultan Mehmet. Serginin en büyük boy ve bizim için en fazla önem taşıyan eseri bu diyebiliriz. Fatih'in duasını ve birçok rivayeti bu eserle anlatmaya çalıştık. Suyun üzerinde yürümesi gibi...
Eserlerinizde uyguladığınız klasik Ebruzenlerin tepkisini çeken farklı bir tekniğiniz var. Bize biraz bu teknikten bahseder misiniz?
Sanat tekamül etmek zorundadır. Şimdi/e kadar da hep gelişmiştir. Klasiğin ve gelenekselin çok doğru bir tanımı da yok zaten. İki kere yapılan bir şey üçüncüde geleneksel oluyor. Tarih içinde her yenilik, bazı kimseler tarafından mutlaka tepki ile karşılanmıştır. Bunu son derece doğal karşılıyorum. Ebru, Farsça su yüzeyi anlamına gelen 'abru' kelimesinden geliyor. Suyun yüzeyinde boya yüzdürmenin çok değişik yöntemleri var. Benim yaptığım da tabiatta var olan bazı su yüzü olaylarını, kendi atölyemde renklendirerek kağıda aktarmak olarak gerçekleşiyor. Bu son derece doğal olan görüntüler, daha önce yapılmadığı için yadırganıyor sanının. Bu yöntemde, klasik ebruda var olmayan renk zenginliği, boyut ve desen farklılığı var.
Eserlerinizi oluştururken nelerden ilham alıyorsunuz?
ilham kaynağımız tabiatın ta kendisi. Sanatın çok tarifi var. Bizim anladığımız sanatın özü: ilahi güzellik arayışıdır. Kısaca Cenab-ı Allah'ın yarattıklarını taklit ederek ona yaklaşmak olarak tarif edebiliriz. Zaten ebruda çıkan görüntülerin tümü mikro ve rnakro kozmos arasındaki sonsuz görüntülerdir. Bu görüntüleri elde ederken sanatçının pek fazla katkısı olmaz, iç içe bir gizem yumağının görüntüleridir, Bunları izah etmek sonsuzluğu tarif etmek gibidir. Asla tekrarı olmayan görüntülerdir, Sanat için gerekli olan ilk ve tek şart "aşk"tır.
Koleksiyonunuz daha önce nerelerde sergilendi? İstanbul'dan sonra sergilemeyi düşündüğünüz başka iller veya ülkeler var mı?
Bu koleksiyon ilk olarak ABD'de Washington D.C.'de The Decatur House Museum' da sergilendi. Sayın Dr. Zeynel Abidin Erdem Bey tarafından satın alındı. Böylece eserler Türkiye'ye gen gelmiş oldu. Birkaç kez kısmen muhtelif vesilelerle İstanbul'da sergilendi, Son olarak da Türk ve İslam Eserleri Müzesinde İstanbullu sanatseveri erle buluştu. Eserlerin sahibi Zeynel Abidin Erdem Beyefendi’dir. Eğer uygun görürse başka illerde ve ülkelerde sergileyebilir, Şu anda yapılmış herhangi bir plan yok.
Genpa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Zeynel Abidin Erdem ile nasıl tanıştınız? Zeynel Bey'in bu koleksiyonu satın alma hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?
Zeynel Abidin Erdem Beyefendi ile Washington'da sergi sırasında tanıştık, "Fatih'in Hülyası" adlı eseri satın almak istediğini söyledi. Ancak benim gönlümde yatan bu koleksiyonun bütün olarak kalması ve Türkiye'ye geri gelmesiydi, Son derece zeki ve sanatsever bir kişiliği olan Zeynel Bey bu isteğimi hemen anladı. Oradaki sergide eserlerin hepsini sergileme imkanı bulamamıştık. Dolayısı ile bir kısmını göremeden tüm koleksiyonu satın aldı. Eserler İstanbul'a geri geldi ki bu, hayatımın en mutlu anlarından biridir, Böyle büyük bir koleksiyonun tek kalemde satılması, eşine çok az rastlanır bir olaydır. Alicenaplığından dolayı kendilerine sonsuz şükranlarımı sunarım.
Açmış olduğunuz başka sergiler var mı? Bugüne kadar yapmış olduğunuz eserlerden oluşan kaç koleksiyonunuz bulunuyor?
Bugüne kadar, çoğu yurt dışında (23 ülke) olmak üzere 100'den fazla sergi açtım. Seminerler ve muhtelif üniversitelerde dersler verdim. Sanata başladığımdan beri binlerce eser ürettim. Dünyanın değişik ülkelerinde koleksiyonerlerim oldu. Ancak tümü ile mahfuz kalan tek koleksiyonum Ebristanbul koleksiyonu oldu. Sayın Zeynel Abidin Erdem Beyefendi'den aldığım ilham ve enerji ile dünya kültür mirasına aday "Mardin'in yeni bir koleksiyonunu hazırladım. Henüz görücüye çıkmadı. Umarım yakında çıkar ve bütün olarak korunur.
Kaç yıldır Ebru sanatıyla ilgilisiniz? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1973 yılında başladığım ebru sanatını 32 yıldır aralıksız sürdürüyorum. 1952'de Malatya'da doğdum. I973'de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Uygulamalı Endüstri Sanatlar Yüksek Okulunda tekstil eğitimine başladım. Yüksek öğrenimimin ilk yılında tanıştığım ve öğrencisi olduğum Prof. Dr. Emin Barın'ın teşvikiyle hat sanatına büyük ilgi duydum. Hat sanatı ile ilgili çalışmalara başladığım sırada ebru sanatını keşfettim. I977'de Akademi'den tekstil desinatörü olarak mezun oldum. Okuldan sonra çalışmalarımı ebru üzerine yoğunlaştırdım. 1978-1981 yıllan arasında ihtisas için gittiğim Londra'da da araştırma ve çalışmalarımı aralıksız sürdürdüm. Deneme yanılma yöntemi ve tabiattan aldığım ilhamlarla araştırmalarımı sürdürürken daha önce görülmemiş ebru yöntemleri ortaya çıktı. Literatüre; "Barut Ebrusu" olarak bilinen yeni ebru türünü bulan kişi olarak geçtim. Eğitim faaliyetlerim halen Mimar Sinan Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü; Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Bölümü, Ebristan (İstanbul Ebru Evi), Galeri Efsun ve bazı eğitim kurumlarında devam etmektedir.
"Ebristanbul" İstanbul'da
Dr. Zeynel Abidin Erdem tarafından satın alınan ve bir devlet müzesine bağışlanacak olan 119 parçalık "Ebristanbul" koleksiyonu, Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde sergilendi.
Koleksiyonu satın alarak İstanbul'a getiren ve sanatseverlerle buluşmasını sağlayan Dr. Zeynel Abidin Erdem, serginin açılışında duygularını şöyle dile getirdi: "17 Nisan 2003'te Türk Amerikan iş Konseyi Toplantıları'na katılmak için bulunduğum Washington DC'de sergilenirken tanıştığım "Ebristanbul" koleksiyonunu satın almaktaki amacım, bu eserlerin parçalanmadan günümüzden geleceğe bir bütün olarak taşınması ve ecdat topraklarımızdan gelen bu sanat ve kültür tarzına sahip çıkılarak, torunlarımıza bir bütün olarak aktan aktarılmasıydı.
Ebru sanatını desteklemeyi ve varlığını güçlendirmeyi Türk toplumunun bir bireyi olarak görev kabul ediyorum, Geçmişten günümüze yol alırken önce azalan sonra kaybolmaya yüz tutan özgün Türk sanatlarını güçlendirip teşvik etmenin ve dünyanın her yerinde tanınmasını sağlamanın, Türk sanat ve kültürüne büyük bir hizmet olacağına inancım sonsuzdur. "Ebristanbul" koleksiyonunu, gelecek nesillere layıkıyla taşıyacak olan bir devlet müzesine bağışlayabilmek ve böylece ebediyen korunmasını görmek bana büyük gurur verecektir"