GELECEĞİN ANAHTARI KADINLAR 16.05.2018
GELECEĞİN ANAHTARI: KADINLAR Düzenlenen “Kadının Gücü Zirvesi” ile temsil ettiği sektörde kadınların önemine dikkat çekmeyi amaçlayan MOBİSAD’ın organizasyonunda konuşan KAGİDER Başkan Yardımcısı ve Erdem Holding Yönetim Kurulu Üyesi Av. Emine Perviz Erdem, “kadınların güçlenmesini” toplumsal barış vizyonunun bir parçası olarak gördüğünü söyledi. Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği (MOBİSAD), sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında düzenlediği “MOBİSAD Kadının Gücü Zirvesi” ile temsil ettiği sektörde kadınların önemine dikkat çekti. Zirvede ele alınan konular; kadının iş yaşamındaki yerinin güçlendirilmesi, kadın ve erkek fırsat eşitliği, sektörde kadın istihdamının önemi, teknolojide kadının gelişimi ve etkinliği ile eğitimin ve sevginin önemi oldu. Organizasyonun sonunda MOBİSAD Başkanı Mustafa Kemal Turnacı ve Yönetim Kurulu Üyesi Perihan Yurtoğlu, yönetim olarak aldıkları kararı açıklayarak, MOBİSAD’ın bundan sonra Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği yerine, Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş İnsanları Derneği olarak faaliyetlerini sürdüreceğini açıkladı. Yoğun bir katılım ile gerçekleşen organizasyonda AK Parti İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır, KAGİDER Başkan Yardımcısı ve Erdem Holding Yönetim Kurulu Üyesi Av. Emine Perviz Erdem, ÇABA Derneği Başkanı Özlem Zehebi, ÇABA Derneği Eşbaşkanı Dr. Özlem Cankurtaran, Turkcell Satış Zekası/Performans Yönetimi Direktörü Şebnem Mengen ve Vodafone Yetenek Yönetimi Kıdemli Müdürü Günışığı Uzunoğlu konuşmacı olarak yer aldı.
|
||||
İSTİHDAM İKİ KAT ARTABİLİR MOBİSAD Kadının Gücü Zirvesi’nde söz alan Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Başkan Yardımcısı ve Erdem Holding Yönetim Kurulu Üyesi Av. Emine Perviz Erdem, maalesef hızla değişen yaşam şartlarına rağmen kadınların hâlâ geçmişten gelen sıkıntılarla mücadele ettiğini söyledi. “Kadın-erkek eşitsizliği, toplumsal gelişme ve ekonomik kalkınma önündeki en büyük engellerden birisidir.” değerlendirmesini yapan Erdem, bu durumun sadece Türkiye’ye özgü olmadığını hatırlatarak, şöyle konuştu: “Dünya Ekonomik Forumu’na göre, bugünkü şartların devam etmesi halinde, dünyada kadın-erkek eşitliğini gerçekleştirmek maalesef ancak 217 yıl sonra mümkün olacak. Demek ki bütün dünya neredeyse iki yüzyıl gerideyiz hâlâ! Türkiye’ye gelirsek, hep söylediğimiz gibi ‘muasır medeniyetler’ seviyesine gelmek istiyorsak, bizim bu kadar bekleyecek vaktimiz yok.” Türkiye’de kadının gücünü anlamak için öncelikle kadınların durumuna bakılması gerektiğini vurgulayan Erdem, “Ülkemizde çalışma yaş aralığında bulunan yaklaşık 30 milyon kadının sadece 9 milyon kadarı çalışıyor. Yani, kadınlarımızın 3’te 2’sinin gücünden yararlanamıyoruz. Girişimcilik açısından bakarsak; ülkemizde her 9 erkek girişimciye karşılık olarak sadece bir kadın girişimci var. Ülkemizde erkek istihdamı yüzde 70 seviyelerinde doygunluğa ulaşmış vaziyette. Yüzde 30’larda olan kadın istihdamı ise en az iki katına çıkabilir. Kadın istihdamında AB ortalaması yüzde 60’larda.” bilgilerini paylaştı ve ekledi: “Türkiye’nin kalkınması için bu oranın yakalanması lazım. Eğer Türkiye’de kadınlar ve erkekler ekonomiye eşit katılsaydı, kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hâsılamız bugün yüzde 30 oranında daha büyük olacaktı.” “KADINLAR LİDER OLABİLİR” Av. Emine Perviz Erdem, kadınların yetenek havuzunun en büyük parçası olduğunu vurguladı. McKinsey’in 2017 yılında yönetim pozisyonunda kadının temsil oranı ile ilgili Türkiye’nin önde gelen 102 şirketi ve 240 bin beyaz yaka çalışanla gerçekleştirdiği araştırma sonucunda kadın temsil oranının yüzde 41 olduğunu hatırlatan Erdem, lider şirketlerdeki bu nitelikli kadın istihdamının ülke ortalamasının yüzde 10 kadar üstünde olduğunu ifade ederek, “Toplumsal cinsiyet dengesini kuran ve kadınların kendilerine özgü becerilerinden yararlanmasını bilen şirketlerin daha başarılı olduğunu görüyoruz. İnsan kaynaklarımızı akıllıca yönetince, kadınlarımızın gücünü ve becerilerini doğru kullanınca, tabloyu değiştirebiliriz. Eğitim ve iş hayatında fırsat verildiğinde kadınlarımızın lider olabileceğini ve ülke için fark yaratabileceğini görüyoruz.” değerlendirmesini yaptı. “DİJİTALLEŞME FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLIYOR” Aile şirketi olan GENPA’nın telekomünikasyon alanında faaliyet göstermesi nedeniyle gelişen teknolojinin kadınlar için sunduğu fırsatlara her gün şahit olduğunu belirten Erdem, “Bugün bütün dünyada dijitalleşme ve kadınların güçlenmesi arasındaki ilişki konuşuluyor. Teknolojik altyapı olarak artık örgütlenmek, eğitim almak ve topluma ulaşmak için çok büyük imkânlarımız var. Telekomünikasyon sektörünün sunduğu araçlar günümüzde bilgiye erişimi kolaylaştırıyor. Bireyleri daha yetkin kılıyor. İş dünyasında ve sosyal hayatta, iş ve ilişki geliştirme konusunda güçleniyoruz. Toplumun her kesimi birbiriyle iletişim kurabiliyor ve fırsat eşitliği doğuyor. Bu fırsat eşitliği, kadınların ve gençlerin iş yaşamına daha fazla katılmasına, girişimciliğin gelişmesine, teknolojik platformlar aracılığıyla eğitimin yaygınlaşmasına yol açıyor. Teknolojik dönüşümler beraberinde mutlaka toplumsal kalkınmayı getirir ve Bilgi Çağı’nda kadınsız kalkınma mümkün değildir.” dedi. EĞİTİM VE TEŞVİK Deloitte’ın 2017 araştırmasına göre Türkiye’de bilgi teknolojileri ve telekom sektöründe çalışan 120 bin kişiden sadece yüzde 28’ini kadın olduğuna vurgu yapan Erdem, sektörün en önemli problemi olan nitelikli iş gücü açığını kapatmak için sektördeki kadın çalışan oranının artırılmasıyla aşılabileceğini söyledi ve ekledi: “O yüzden eğitim yatırımlarımızda genç kızlarımızı İngilizcede kısaca STEM denilen Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik alanlarına yönlendirmeye özen göstermeliyiz. Dünyada ilk kez dijitalleşme sayesinde kadın ve erkekler eşit fırsatlara bu kadar yakın. Emek ve kas gücü gerektiren işlerden, daha fazla akıl ve düşünce ağırlıklı işlere geçiyoruz. Bunları e-ticarete atılan ilk adımlar olarak görmeli. Kadınlarımızın alında çok iyi dijital okuryazarlar. Onları üretime de teşvik etmeli. Kadınlarımız gelecek iş trendleri açısından çok büyük bir potansiyele sahipler bu bakımdan. Ekonomik olarak güçlenen kadınlarımız, ailelerinin, çocuklarının ve toplumun da refahını arttıracaktır. Kadınlarımızın güçlendirmek toplumu güçlendirmektir. Bunu böyle anlamalıyız.”
|
||||
|