EBRİSTANBUL SERGİSİ AMMAN'DA AÇILDI 31.03.2009
TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın açılışını gerçekleştirdiği "Ebristanbul" sergisi Ürdünlü sanatseverler tarafından büyük ilgi gördü.
Dr. Zeynel Abidin Erdem tarafından Washington’da satın alınıp Türkiye’ye getirilen Ebruzen Prof. Dr. Hikmet Barutçugil ‘in “Ebristanbul“ sergisi, Türkiye'nin Amman Büyükelçisi Dr. Ali Köprülü‘nün girişimi ile 24-30 Kasım 2008 tarihleri arasında Amman, Jordan National Gallery Of Fine Arts'ta sergilendi.
Ürdün Temsilciler Meclisi Başkanı Abdel Hadi Majali'nin resmi konuğu olarak beraberindeki parlamento heyeti ile Ürdün'e ziyarette bulunan TBMM Başkanı Sayın Köksal Toptan tarafından 24 Kasım 2008 tarihinde açılışı yapılan “Ebristanbul” sergisi, Ürdünlü sanatseverler tarafından büyük ilgi gördü.
Köksal Toptan ile birlikte eşi Saime Toptan, AKP Malatya Milletvekili Mehmet Şahin, AKP Çankırı Milletvekili Nurettin Akman, AKP Mersin Milletvekili Ömer İnan, CHP Adana Milletvekili Hulusi Güvel, MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve TBMM Genel Sekreteri Ali Osman Koca da Amman'a geldi.
Ebruzen Prof. Dr. Hikmet Barutçugil’in enfes bir kolajlama yöntemiyle, sonsuzluk hissi uyandıran ebruları, birbirinden güzel İstanbul minyatür ve resimleriyle buluşturması, Ürdün‘lü sanatseverleri hayran bıraktı. Sığır ödü ile hazırlanmış toprak boyaları tabiattan derlediği kitre zamkı ile ebru teknesinde yoğunlaştırdığı suya daldırdıkça ilgi ve hayret daha da artıyor. Gül dalı ve at kuyruğundan yapılan fırçalar yardımıyla suyun üzerinde gezindikçe doğaçlamanın şaheserleri bir bir ortaya çıkmaya başlıyor. Basit bir süsleme sanatı olmanın ötesinde yaşamın özsuyundan beslenerek kendiliğinden şekillenen ebrular Ürdün için gerçekten de şaşırtıcı bir deneyim sundu.
Ebruzen Prof. Dr. Hikmet Barutçugil kimdir?
Ebruzen Prof. Dr. Hikmet Barutçugil`in `Ebristanbul` sergisi İstanbul`un fethinin 550. yılı dolayısıyla yaptığı ve İstanbul âşıklarına ithaf ettiği 119 eserden oluşan koleksiyon. Washington’da sergilenirken, eserlerin dağılmadan, geleceğe bir bütün olarak taşınması için Genpa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Zeynel Abidin Erdem tarafından satın alınarak İstanbul`a geri getirildi. Koleksiyon ilk olarak, 2003 yılının nisan ayında Washington`da `The Decatur House Museum`da sergilenmiş ve satışa çıkarılmıştı.
Hikmet Barutçugil, ebru ve İstanbul kelimelerini birleştirerek `Ebristanbul` adını verdiği koleksiyonda, suyun yüzeyinde oluşan desen ve renkler üzerine iki denizi, iki kıtayı birleştiren İstanbul`un bazı siluetlerini taşıyarak bir anlamda ölümsüzleştirdi. Barutçugil`in ebrularında, suyun sır ve aşk dolu desenleri, aynı anda sonsuzluğu ve önsüzlüğü anlatıyor. Bu desenler üzerine İstanbul`u resmedenler ise Reza Hemmatirad, Hacer Ünal, Hatice Ünal ve Füsun Barutçugil. Koleksiyon, tam 2,5 yılda tamamlanmış. Barutçugil`in `Ebristan` koleksiyonu, adeta İstanbul`un bütün ruhunu yansıtan çok sesli bir müziğe benziyor. Eserlerde ebru, minyatür ve resim sanatı, renklerin kardeşliği adına bütünleşmiş. Sanatçının kendi adıyla anılan `Barut` ebruları üzerine çizilen minyatürler ve resimler, ebruların desen ve renkleriyle öyle iç içe geçmiş ki resim nerede başlıyor, ebru nerede bitiyor fark etmek mümkün değil. Bu tekniği ilk defa uygulayan sanatçı, klasik ebruzenlerin sert eleştirilerini doğal karşılayarak `Her yenilik ilk yapıldığında tepki toplamıştır; ama sanat ancak tekamül ederse yaşayabilir.` diyor.
Klasik ebruları çok beğenen ve yıllarca Mimar Sinan Üniversitesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü`nde klasik ebru öğreten sanatçı, kendi adıyla anılan `barut` ebrusunun kabullenilişinin uzun yıllar aldığını söylüyor. `Aynı şeyleri yaparsak o sanata ihanet ederiz.` diyen ebruzen, `Aynılarını yapacaksam teknolojiden yararlanır, fotoğrafını ve fotokopisini çekerim.` diyerek sürekli arayış içinde olduğunu vurguluyor. `Suyun yalınlığı, renklerin düğünü, insanın duyguları, doğanın kusursuzluğu ve Yaratan`ın tekliği ebru sanatında buluşur.` diyen sanatçı, ilhamını Salacak`ta bulunan evinden ve atölyesinden gördüğü manzaradan alıyor. Deniz, balıkçı tekneleri, Sultanahmet Camii`nin vazgeçilmezliği buradan geliyor. Ebruyla iç içe geçmiş insan figürlerinde ise melek yüzlü dervişler ve Osmanlı padişahları göze çarpıyor. Rüyalı, sisli eserlerde imza niyetine ad ve soyadını arasak da nafile, bulamıyoruz. Eserlerin üzerinde, sadece Hikmet-i Huda kelimesi yer alıyor. `Sanatkârın amacı, ilahi güzelliği aramak. İlahi güzelliği ararken nefisten vazgeçmeli, imza nefsi bir şey.` diyen sanatçı, ille de imzalı tablo satın almak isteyenler için çerçeve sökmekten şikâyetçi.